Hayır, yardımcı olamazsınız. Sadece vitrinlere bakıyorum ben. Buralarda oyalanıyorum. Gidecek çok daha uzun yollarım var. Nasıl bir şey aradığımı, inanın ben de bilmiyorum. Bilsem de bunu size tarif edecek zamanım yok. Gereksiz yere, sürekli özür dilemeyin. Ne olur yüzüme bakmadan teşekkür hiç etmeyin. Birbirimiz için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Birilerinden hayat boyu aldığımız borçlar silindi. Bize yapılan her kötülüğü biriktirdiğimiz kötü kokulu plastik sürahinin dibi delindi. Herkesin vicdanı sıfırlandı ve şartlar eşitlendi. Şimdi tekrar sormak isterseniz sorun. Ama inanın cevaplarım değişmez.
İsterseniz birbirimiz için gidilecek yolları kısaltalım. Yapabileceğimiz tek iyilik bu. Ama iyiliklerin bir yerde ödüllendirileceği gibi bir düşünceye kapılmayın. Bu yapılıp unutulacak bir şey. Bir gün size bunun için geri döneceğimi düşünmeyin. Çok yalnız bir anınızda bu anı hatırlayıp beni aramaya kalkışmayın. Düşündükçe kafanızdaki anıları, canınızın istediği gibi baştan şekillendirip, öyle yaşanmış sanmayın. Hislerle yaşamadığımız bu anları derinleştirip, orada kendinizi boğmayın. Hayır, ne olur adımı sormayın. Şu an dünyanın var olmayan bir parçasında, birbirine ilk ve son kez dokunan iki insan olalım.
Dünyanın burasında, herhangi bir şey iki kez aynı şekilde yaşanamaz. Bir kişi ikinci kez aynı şekilde öpülemez. Hiçbir elma, aynı tadı alarak iki kez ısırılamaz. İki tane hayat yaşanacağına inanılmaz. İyi ya da kötü olunamaz. Yarın nasıl olsa yine görüşürüz rehavetine kapılınmaz. Yarına inanılmaz. Her an tek bir kez ve bir daha unutulmamak üzere yaşanır. Yaşanır, bir kez bakılır ve paramparça ortalığa saçılır. Giyilen kıyafetlerin cebi olmaz. Bir şeyleri yanında götürme hevesi hoş karşılanmaz. Lütfen beni tekrar gördüğünüzde tanımayınız.
Hayır, yardımcı olamazsınız.
Dünyanın burasında ve her yerinde, ağlarken ve ölürken yapayalnızız.